23 Eylül 2017 Cumartesi

Öyle Bir Düşün Ki Dostum, Bana Düşünecek Bir Şey Bırakma!

Ama yoktu gücü ileriye gidecek. Ölmüştü hayalleri bir zalimin yumruğuyla. Neyse ki rüzgar vardı, alıp götürdü bütün kötülükleri. İçime sisli bir sancı saldı kelebek. Kör bir sivri sinek düşün dostum, vurup öldürür müydün, yoksa kolunu mu uzatırdın ona?

Ama yoktu gücü bunları söyleyecek. Ölecekti öylece söylerse. Nem alacaktı boynunu, küf tutacaktı akrep. Kırılıp gidecekti saat. Tırtıl titreyecekti şerefine kaldırırken kanatlarını. Dil uzatıldı, pişmanlıktır yaşanacak. Bir sanrı düşün dostum, ölüp ölüp diriliyor gözlerinin önünde. Bir akrep bir yeşil bir kelebek.

Ama yoktu gücü, sanki hiç olmamıştı. O kol onun değil, o his yabancıydı. Ortasında avlunun ağaçları utandıran, sessiz, sigarasız, dilsiz ihanetleri beslemişti. Gözünün birinde bulutlar asılı, diğerinde gözünün yalancıların isimleri yazılıydı. Gizlendiler… Kafiyenin en girift yerine. Talihin nefessiz gri rutubetlerine el salladılar. Bir coğrafi yanılgı düşün dostum, atlasların hepsi yalan!

Şimdi size güçten bahsetmenin dermansız kaygısındayım. Beni sancılara gebe bırakan tütünlerin acısına! Ve aşımı ekmeğimi bir şarap şişesine satanlara! İki çift kalem oynatacak, kaldıysa biraz haya, kaldıysa damarında ar! Hepsi bir torbada çöpe atılacak, martılar katil! Hiçbir şey düşünme dostum! Var say hasım doğmuş, var say düşman bellemişiz.

Gece güçten düşen güvercinlerin çığlıklarını alıp getirdiğinde dizlerine, takatin varsa tabi, beni anımsa. “Gerçeği doğrudan ayıran her ne varsa” diye başlayıp cümleye, geriye bir şey kalmadığını gördüğünde! Bir gülü ağlamak, bir gülü tutunmak, bir gülü aşk!!! Yenilgilerin sığınağında, mahzenlerin ortasında; bir cümle düşün dostum, öğeleri olmadığı için kurulamayan!


Şimdi bu yazının kurgusuzluğuyla geliyorum sana. Ellerimi klavyeden uzaklaştırarak. Yalnız gözlerimle dokunuyorum yanaklarına. Biçimsiz akışında bilincimin, bir anlığına gelip konunca yazının en ilgisiz yerine adın. Olur da ürperirse tüylerin. Kalkarsa kaşların. Gözlerin dolar da “şey, şey kaçtı da” dersen ev arkadaşına. Aşk kaçtı diye karşılık verirse bir de. Bir de her zamanki gibi kahvaltı hazırlarsa sabahında. Beni, yalnız beni hatırla. Gücü kalmadı kelimelerimin! Düştüm! Düşün dostum; bana düşünecek bir şey bırakma!