Ama yoktu gücü
ileriye gidecek. Ölmüştü hayalleri bir zalimin yumruğuyla. Neyse ki rüzgar
vardı, alıp götürdü bütün kötülükleri. İçime sisli bir sancı saldı kelebek. Kör
bir sivri sinek düşün dostum, vurup öldürür müydün, yoksa kolunu mu uzatırdın
ona?
Ama yoktu gücü
bunları söyleyecek. Ölecekti öylece söylerse. Nem alacaktı boynunu, küf
tutacaktı akrep. Kırılıp gidecekti saat. Tırtıl titreyecekti şerefine
kaldırırken kanatlarını. Dil uzatıldı, pişmanlıktır yaşanacak. Bir sanrı düşün
dostum, ölüp ölüp diriliyor gözlerinin önünde. Bir akrep bir yeşil bir kelebek.
Ama yoktu gücü,
sanki hiç olmamıştı. O kol onun değil, o his yabancıydı. Ortasında avlunun
ağaçları utandıran, sessiz, sigarasız, dilsiz ihanetleri beslemişti. Gözünün
birinde bulutlar asılı, diğerinde gözünün yalancıların isimleri yazılıydı.
Gizlendiler… Kafiyenin en girift yerine. Talihin nefessiz gri rutubetlerine el
salladılar. Bir coğrafi yanılgı düşün dostum, atlasların hepsi yalan!
Şimdi size
güçten bahsetmenin dermansız kaygısındayım. Beni sancılara gebe bırakan
tütünlerin acısına! Ve aşımı ekmeğimi bir şarap şişesine satanlara! İki çift
kalem oynatacak, kaldıysa biraz haya, kaldıysa damarında ar! Hepsi bir torbada
çöpe atılacak, martılar katil! Hiçbir şey düşünme dostum! Var say hasım doğmuş,
var say düşman bellemişiz.
Gece güçten
düşen güvercinlerin çığlıklarını alıp getirdiğinde dizlerine, takatin varsa
tabi, beni anımsa. “Gerçeği doğrudan ayıran her ne varsa” diye başlayıp
cümleye, geriye bir şey kalmadığını gördüğünde! Bir gülü ağlamak, bir gülü
tutunmak, bir gülü aşk!!! Yenilgilerin sığınağında, mahzenlerin ortasında; bir
cümle düşün dostum, öğeleri olmadığı için kurulamayan!
Şimdi bu
yazının kurgusuzluğuyla geliyorum sana. Ellerimi klavyeden uzaklaştırarak.
Yalnız gözlerimle dokunuyorum yanaklarına. Biçimsiz akışında bilincimin, bir
anlığına gelip konunca yazının en ilgisiz yerine adın. Olur da ürperirse
tüylerin. Kalkarsa kaşların. Gözlerin dolar da “şey, şey kaçtı da” dersen ev
arkadaşına. Aşk kaçtı diye karşılık verirse bir de. Bir de her zamanki gibi
kahvaltı hazırlarsa sabahında. Beni, yalnız beni hatırla. Gücü kalmadı
kelimelerimin! Düştüm! Düşün dostum; bana düşünecek bir şey bırakma!