11 Mayıs 2014 Pazar

Bir sabah metrobüsler yeşeriverdi; bir sabah baktık, bütün İstanbul yeşeriverdi


Sevmenin ve göz renklerinin sınırı yoktur…

Kanlıca sarayında yoğurt kokulu leylak desenli verev bir bakışı verev kesen kadın… Yürümüyor da niyet okuyor sanki Babıâli’nin yosun tutuşan kırmızı kaldırımlarında. Uzun topuklu keskin bıçaklı sarayburnu’nda (-n daima fazladır) kahvesine çay karıştırıyor diye elleri kelepçelenir bir şoförün sığınağı. Kurtarın beni isimli şarkıların atfedildiği binanın ikinci katında (amerikalılara göre birinci kattır) ufak pencere sarnıçlarına yakın bir çay daha kurutulur; kadın uzak iklimlerin sağanak yağmurudur…

Hangi elinizi yüzüme değdirseniz üç yüz altmış dereceye iner bir yılın bin günleri. Ve taze keklik kokusudur asitane’den yükselen “dem bu demdir” sesleri. Yakılır yakınların en gelecek zamanlı troleybüslerinde bir el, işaret parmağını ruhunuza yüceltir; çocukluk yargıçların sahte kimliğini gizleyen ayrıntılı testler boğazlar düğümleri; “siz var ya” der, “aslında siz değilsiniz”.

O vakit anlaşılır neden kınalıada’daki çakma sülüman muhteşem psiko-pat… ve neden bir mayıs girişi samsun’a gider atam, asker, üç tıraşlı çaylak… ve neden denenmeye müsait değildir çözülemeyen trafik sorunu mecidiye’nin…


Bir şarkı güzelliklerden mutluluklardan bahsediyorsa, oturur dinler ruhuma hicranımı söyleten kadın… Ve çantamın sırtıma değdiği yerde peynirli domatesli bir tost, limonu kenarında gül gibi oralet…

3 yorum:

  1. Dile benden ne dilersen... Şerh de ederiz, daha çok da sevdiririz. Limonu kenarında gül gibi oraletimiz olsun yeter ki.

    YanıtlaSil
  2. bu yazının şerhi yapılırken misafir öğrenci kabul eder misiniz:) sarayburnu'nda (-n malumunuz) bir demlik çaya çilingir sofrası taklidi kahvaltı yaparken mesela..

    YanıtlaSil
  3. Yer Sarayburnu'ysa (-y asla fazlalık değildir) ve misafir öğrencimiz sensen, dile benden ne dilersen. Kabul ederiz elbet:)

    YanıtlaSil