16 Haziran 2020 Salı

Büyüyordum ve Alnımın Kırışıklarına Değiyordu İsmin


Perhizse teodor kasap, perhizse mamalaksoyka, bilinsin ki ahali içmez. Böyle içmeyişe paha biçilmez. Kim götürür suya soda dökerek, dere tepe sek sek sekerek, makbule’ye yavvvrummm çekerek, az biraz bade süzerek, incirrr dizerek, ince fistan, altın gerdan ve nihayet, saydamlığa ramak kala, ayakların yerden çekildiğini hissederek… ve gökyüzünün alını morunu yek ahenk ederek… geçti aralık aylarında nice mamalaksoyka. Geçti ve gitti bir daha dönmemek üzere geri. Ve hep kafiyesinden vuruldu, satır sonlarında denk getiremediği.

Alnının jiletle kesilmesine gerek olmayanlar bilirler kaşık çatlı insanların nicedir içten sevdiklerini… nicedir uzaktan kokusunu duyarım diye çiçeklerden kaçtığını.

Bizim kollarımıza börtüler böcekler konmadı madam. Bizim kollarımıza çimento torbaları kondu, inşa edilesi bunca insan arasında. Kalemi seçişimiz kurşuna meylimizdendi. Bu da böyle düştü karakol zabıtlarına.

O evler… ah o eski evler… şurasını da seneye düzeltiriz umuduyla türlü matematik oyunlarıyla geçen seneler…
ve girdaplar
ve yağmurlar
ve salıncakta yalın ayak uçuşan martılar
ve türlü dolaplar
ve beygirler
ve son sözünü söylemeden göçüp gidenler
ve son sözünü söylemeden göçüp gidenlerin arkasından bakanlar
ve son sözü neydi diye merak edenler…
hadi toplanın yamacıma da anlatayım. Madem ki ben mamalaksoykayım. Anlatacağım.
dirim dirim yanmayı
dirim dirim sevmeyi
dilim dilim doğranmayı…
hadi şehirler uzak… ve uzak gülücüklerin yanaklarına konması. Sesin gelmesi için bir şeyler gerekli. Ve eksik diyelim türlü kasımpatı. Son dize şairin son kurşunudur. ve vurdum. ve öldüm. ve kurdum kendi kendimi. sabaha uzayan saniyeler yıl gibi. kemirirken içimi… kalkıp gelsem yanına ve desem ki…
ben… mamalaksoyka… şairin zırt deliği… türlü hanımelleri ve türlü papatyalarla ve arkamda gördüğün bütün bu dünyaya sırt çevirmişliğimle… kapında… olsun olacak olan ne varsa… ve yağmurların dünden geldiği… saçlarımda… ve teninde bulunan… ve yalnız bize özgü olan… sevmenin türlüsünden sardunya. gözlerim… ve göbek adımı çağıran sesin… içeri gireyim de biraz dinleneyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder