O kadınlar… Hani
sizin bilmediğiniz… Herkes uykudayken, fısıltıyla konuşan; hiçbir zaman
bilmeyeceğiniz… Aslında yokturlar… Böyle bir sevmek görmediğiniz… Köşe
başlarında umutturlar… Asla izin vermediğiniz… Annenizden doğmamış
kız kardeşiniz… Hatırladıkça, ağlamamak için, “anne, çay koy da içelim”
dediğiniz… O kadınlar… Yağmur yağar mı diye göğe bakanlar… Hani içinize koyup
beslediğiniz… “Bir sevmek hangi lügatte tanımlanır hocam” diye seslendiğiniz…
Cevabı yalnız sizin bildiğiniz… O kadınlar… Gökyüzünden mavi papatya sarkıtıp,
gece çanlarına kuş cıvıltıları ekler, sabaha kadar uyumazlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder