7 Mart 2016 Pazartesi

Camdan Balıklar, Lokum, Niğde Gazozu ve Doğum Günün

Papatya gibi bir şeydin gülüyordun
Saf tan yerlerinden gökyüzlerinden geliyorduk
Ellerin eski çağların kumdan kalelerini andırıyordu
Uçuruma karşı doğup sabaha değin büyüyorduk
Babil’de adın soruluyordu Fenike’de gülistanların
Uçurtma desenli heykellerde baharı anımsıyorduk
Bu öyle çarşı pazar gezmelerine benzemez tutup resmini çekmeli diyordun
Eski çeşmeleri, balkonlu evleri, sarı sütunları
Hepsini yeniden çizmeli, hepsini yeniden resmetmeli diyordun
Yağmur da yağarsa şimdi şuracıkta, şuralarıma
Bundan güzel papatya mı olur deyip gülüyordun
Zaten papatya gibi bir şeydin sen hep gülüyordun
Sonra yakamozlar geliyordu aklına
Çan seslerinden ince nağmelerden
Maviye ahenk katmak için dönüp duran mevsimlerden
En çok da bizden konuşmayı mağrifet sayıyordun
Ara sıra ayaklarını uzatıp geliboluya,
Bir “ohh” da sen fırlatıyordun manzaraya
Çayın en temizini, lokumun en kızarmışını seviyordun
Belki bugünlere bir mısra çalarız deyip saate bakıyordun
Saat şımarık bir çocuk gibi doğum gününü gösteriyordu
Sen olur olmaz bir yaşa daha giriyordun
E harfinden bir satır, B harfinden bir mısra, İ harfinden nağmeler düzüyordun
Papatya gibi bir şeydin galiba hep gülüyordun
Adamın biri ceketini çıkarıp kutlamalı diyordu
Kutlamalı kutlanmaya layık ne varsa
Kutlamalı ve yeni baştan umutlanmalı diyordu
Bu böyle çeyrek asırdır sürüyordu
Takvimin biri akşam haberlerinde doğduğun günü gösteriyordu…

Koro
Bir papatya akşamı gülüştüm gözlerinizle
Mavi camlar dile geldi mavi balıklar ve okyanus
Kal bu gece o zaman kal ki kalsın yanıbaşımızda bir mısra
Öyle de geçer elbet, böyle de eski zaman İstanbul’da
Yakılır yakılası ne varsa hatıralara dair
Kutlanır bir doğum günü ince ezgilerle
Kutlanır bir şarkı da çalar elbet aheste
Böylece gülüşür, sessizleşir, gideriz…
Gittiğimiz gün gibi, dün gibi döneriz…

Solo
Merdivenlerinden inerken kahverengi bir yuvanın
Kırık camlarına kaygan bir tarih atıyordun
Toprağa yosunları utandıran bir gülüş bırakıyordun
Sahi, papatya gibi bir şeydin sen, gülüyordun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder