Sevgili küllük,
Bugün seninle 8 kez buluştum. Yarın 7
kez buluşmak dileğiyle. Sen gene de kimseye söz verme…
Akşam yıldızları seyrederken geldin
aklıma gözlerinin o kapkaralığıyla. Uzun saçların boynun omuzların türlü
hatıralar oldular ıslak bu gecede yağdılar. Şehrin bacasız güvercinleri
doluştular sahile gün gibi güz gibi. Gel de şimdi bir cigara yakma adlı
bulutlar karanlık geçmişime mum yaktılar.
Koro:
Siz ey günleri devşiren güzel şahım
Denizleri, bizleri de devşirseniz ya
böyle
Hem ne tütün kınaları var boynumuzda
bilseniz
Bizi, hep bizi de sevseniz ya böyle.
Yani, hani, hiç çıkıp gitmeseniz…
Sevgili küllük,
Bugün seninle 14 kez buluştum. Yarın 13
kez buluşmak dileğiyle…
Sevgililer günlerini hiç sevmem
bilirsin. Bu 14’ün o günlerle hiç ilgisi yok. Ama aklım olsa bir hediye alırdım
sana. Akşam üstü Suriyeli bir kızın gülümsemesini mesela. Ya da Suriyeli
zannettiğimiz ama Iraklı çıkan o çocuğun güzel Türkçesiyle seslenebilirdim
sana: Abla, ben aslında Iraklıyam, Türkmenem. Türkmen Kızı çalardı fonda,
Türkmen obalarından göçer giderdi anneler. Annelerle birlikte ellerimiz,
sevgimiz sonra yarım kafiyeli hayallerimiz…
Koro:
Siz her nesilden bir güzellik alıp
gelmişsiniz belli
Bizim meftunluğumuz onadır ey gece yıkan
şahım ona
Şimdi bize sesinizi ikram etseniz,
gözlerinizi vadetseniz
Gider miydik başka yollara başka
konaklara.
Yani, hani, gitsek bile siz de bizimle
gelseniz…
Sevgili küllük,
Bugün seninle 21 kez buluştum. Yarın 20
kez buluşmak dileğiyle. Sen gene de kimseye söz verme…
Azalmıyor ki derdi kederi insanın
sigarası azalsın. Ne demişti şarkıcı görünümlü türkücü kişi: Bir de demezler mi
neyin eksik diye, ulan neyimiz tam ki? İşte böyle oluyor bizim kederimizde.
Yıldızlar altında bir leyla görsek ona üzülüyoruz. Güneşten kaçarken l harfine,
geceye çıkarken e harfine, sonra sırayla y’ye, sonra tekrar l’ye ve en son
a’ya. Alfabenin ilk harfi bizim hayallerimizde sona kalıyor. Ondan işte böyle
tersten yaşamamız, tersimizi derimize batırmamız. Kederimiz, efkarımız, susmaya
meyyal konuşkanlığımız, gözlerimizdeki fecr, fecrimizdeki mana. Ne halimiz
varsa gördük be leyla.
Koro:
Ey güzel leyla, en güzel leyla siz
Bahtımdan çıkıp gelirken sesiniz
Ve elleriniz karartıyor geceyi
gitmeseniz
Dönmeden ufuktan yakamoz, açmadan
yelkovan çiçekleri.
Yani, hani, gitseniz bile bir gün geri
dönseniz…
Sevgili küllük,
Bugün seninle hiç buluşmadım. Açık
havada içtim ne içtiysem. Çayırlar, çimenler aldı yerini. Sen gene de kendini
kaptırma yalnızlıklara. Buralar Paris’e benzemez. Havası çarpar adamı. Bir
dahaki sefere daha kalabalık görüşmek dileğiyle. Dikkat et kendine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder