15 Şubat 2019 Cuma

Seviyorum Bu!


Seviyorum bu, şimdi zamanı durdurur.
Gece yarısı kırlangıç dudaklarına buğday sarısı papatyalar dizer. Mevsim çıkmazlarım birer yudumlar sesini. Beyazımtırak geceler erir ruhumuzda. Bu böyle destandır yazılır gider.

Seviyorum bu, baharı da getirir. En güzelinden papatyalar, nergisler. Duraksız duraklara hesapsız otobüsler girer. Gözlerinde nihavent fasıllar belirir. Seviyorum ya, işte bu, yaşıyorum demenin öteki halidir.

Hanidir yanımızda kokan böğürtlenler başka türlü gülümser. Ihlamurlar başka türlü serinletir. Ellerinin değdiği yerde kasımpatı. Kasımpatının bittiği yerde ellerin. Bana maziden şiir getirir gözlerin.

Tut ki yazılmamış bir romanın başkahramanısın. Sağın, solun, sesin, soluğun her şeyin belirsiz. Betimlemeye başlıyor seni yazar. Ayaklarından yukarı doğru bütün bir atlası dile getiriyor. Usulca süzülüyor Latin Amerika, Afrika ve Asya. Ayakların Amerika oluyor; bütün bir coğrafyayı çiğniyorsun. Dizlerin Afrika, yanakların Asya. Bir Avrupa olmuyorsun. “Neden” diye soruyor yan kahramanlardan biri. “Avrupa’da diyorsun, aşka düşülür. Aşk düşülesi bir şeydir orada…” Sen aşka çıkıyorsun.

Yani, seviyorum bu, şimdi görklü gökyüzünü dize getirir. Alyuvarlarımdan aşağı yeşerir padişah zambaklarım. Yokluğun tükenişim demektir.

Şimdi sen bal olsan, bal bal olmaya utanır. Seni sevdiğimi anlatsam, uygun kelimeleri de geçtim, uygun bir lisanda karar kılamam. Bazı kelimeler var, seni sevdiğimi belli belirsiz hissettirir. Ama ne kadar anlatsam, sevgimin ne şekli ne şemali belirir.

Kısaca sayın bayan, seviyorum bu, gözlerimin konuşması için yeterlidir. Bir bakışınız, bir saniyelik dalgınlığınız içimdekileri ele verir. Seviyorum bu, sizi sevdiğimin Türkçesidir. Size bir saniye bakmak “seni seviyorum” demenin öteki şeklidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder