30 Kasım 2013 Cumartesi

Yıkıl Karşımdan! Kleopatra'nın Güzelliğini Bozuyorsun...

Kleopatra! Size Madonna Diyebilir miyim?

Yer miyim lan velet! Ben bu yaşıma gelmek için 25 yıl uğraştım. Cebimde bir küçük kül tablam, içinde en güçlüsünden şirinim var benim. Çantamda kırkı kırk yaran şairin şiirleri… Şimdi çekil lan karşımdan, Kleopatra’nın dudaklarına ruj sürme seansı başladı…

Bu Araplar Arapça’yı bizden iyi konuşmuyorsa ben adam değilim hoca. E anadili olunca bi başka oluyor tabi. Bak sana okkalı iltifatlar diziyorum çek bir fırt, içinde yüzyılların yorgunluğu var bunun. Hem deniz dediğin bir uçuş mesafesi… Ohhh, yarasın tosunuma, nasıl?

Yıkıl lan karşımdan… Kleopatra sigarasının içine hayatını koydu…

Sen şimdi bana beleşten 20 lira yüklüyor musun yüklemiyor musun? O kadar yemişliğimiz var geç bi kıyak. Hey gözünün yağını yediğimin Kleopatra’sı, rüzgarda etek giymek kimin haddine…

Bak oğlum ben hassas adamım, kül tablam bile var lan. Ama dokunmak yok. Sahibinin sesi göster ama elletme dedi. Hem sen kim köpeksin de yıldızlara dokunmaya çalışıyorsun. Elimin içine bak, fena sevdirir kendini…

Garson! Bana bi sulu boya, bi de Kleopatra… Sen şimdi oku bunu, bir ara verirsin bana…

Elinizde fındıklı reçelli gökkuşağı kaldı mı madam? Neşeli sevinçli Dilberay şarkısı da olur. İzmarit günlüğüne yazılmış, ahu bakışlı, yandan çarklı kazanovayımdır. Fena dans eder, karşı cinsten tırsarımdır. Bu gece perdenizin arasında hırsız gibi saklanabilir miyim madam? Belki ergenliğimi dizinizde uyutursunuz…

Vay koçum sen de mi burdaydın? Ben de entarisi kendinden mütevellit Kleopatra’yı seyrediyordum. Çekil lan karşımdan, Kleopatra’nın güzelliğini bozuyorsun…

Yani diyorum ki matmazel, ırmak dediğin akmalı, Kleopatra dediğin yakmalı… Yak bir cigara matmazel! O beyazlar köpük değil, denizin saçlarıdır. Çıkardım gömleğimi taradım denizin saçlarını, kadın bana bir çocuk ağlıyor gibi baktı; giydim gömleğimi taradım kadının saçlarını, deniz bana bir çocuk gülüyor gibi baktı; yırttım gömleğimi taradım çocuğun saçlarını, kadın ve deniz bana baktı, çocuk ne güldü ne ağladı. Anlıyor musun matmazel, sana biraz önce hayatımın hikayesini anlattım. Ama nerdeee, sende bunu anlayacak kafa yok. Altılıda bu gece gene eşşşşek gelmiş.

Uçur beni Yorgo. Bu gece bir kadın hayaletiyim. Uçur yoksa düşeceğim. Dizlerim Kleopatra’nın eteğine değecek. Sabaha kadar dövüşeceğim. Kleopatra’nın saçlarını okyanuslara yıkatma seansı, yıkıl karşımdan…

Geldim hikayemin sonuna topraaam… Kül tablam kendine kıyak geçti, usulca sokuldu yakınıma. Güçlü şirinim önüme pamuk tarlasından pırlanta serdi. Ve sigara paketimin altında İsmet Özel şiiri: Ben, şair, İsmet Özel…


Şimdi tasımı tarağımı toplayıp inceden uçma vakti… Kleopatra kirpiklerine rimel sürüyor, kesin intihar edecek…

5 yorum:

  1. Yine sabahın çok erken vakti, kahve içtim, sıra sigaraya gelince bi Mora'ya gideyim, dedim, yeni bir şey yoktur ama belki eskilerden okurum, dedim. "Bu gece bir kadın hayaletiyim. Uçur yoksa düşeceğim." demişsin ya bu sabah Kleopatra buraya geldi, nasıl güzel, nasıl yorgun. Abla, dedim bu meretin içinde yüzyılların yorgunluğu mu var hakkaten, ondan mı bu kadar güzel? göz kırptı bana evet der gibi göz kırptı... Sonra eteğiyle süzülerek çıktı. Burası güneşli bu sabah, çok soğuk ama güneşli. Kleopatra gelmiş daha ne olsun..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hazır yanına gelmişken Kleopatra'nın yanağından biraz tütün toplasaydın. Senin yorumun benimkini suya götürdü susuz getirdi. Yorumuna sağlık Ebim...

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Hayatımda aldığım en güzel yorumdu bu. Eyvallah...

      Sil
    2. http://www.youtube.com/watch?v=stbS2LJssWQ

      Sil