7 Kasım 2014 Cuma

Antik Yunan’da Bir Aşk Hikayesi: Eurydike ile Orfeus’un Ölümü

Ben… Sisifos… Yani Hiç… Yani Yokluk… Ben çıkardım bu kayayı tanrıların şafağına. Ben kırdım demir ağlı kilidini Zeus’un. Ben uzattım kolumu Hera’ya. İnsanlar, kulak verin sözlerime. Sırtım dik bir engebe. Ellerim nasırdan kaskatı. Omuzlarımda dünyayı taşıyorum. Bakın, görmüyor musunuz? İşte ben… Sisifos… Yani piç… Yani çırılçıplak… Hermes’in geldiği gece, beni düşlerimden siz uyandırdınız. Nisa dağında, Kilene dağında, Efes’te, Amisos’ta… Üzüm sıkan elleriniz ve günahkar gözleriniz. İşte siz, hepiniz… Diz çöktünüz sırtımdaki kayaya. Ve ağladınız, ağlama duvarında şakakları uzun Yehuda’yla. Belki siz, belki nedensiz… Yayını gerdiniz Artemis’in. Gücünü aldınız Aşil’in. Okundan tuttunuz Eros’un. Çünkü siz, yani hepiniz… Sattınız bedenlerinizi Zeus’a. Sattınız ruhunuzu tavus kuşuna. Ama ben… Sisifos... Yani kaya… Yani taş… Büsbütün putunuzum artık sizin. Hadi, söyleyin söylen’imi dilden dile. Dinleyin ağıtını Orfeus’un. Oturup günah çıkartın Eurydike’yle…

Orfeus’un ağıtı:

Irak ırmak, acıtsın bırak,
Sırtındaki kaya, midendeki gaz yağı,
Bir kibrit çak!
Denizden ses geliyor
Sanma sakın
Ağıttır bu, yakılacak!

Kaya ağır mı ağır
İçimden bir ses
Bir çukur bulsam da
Şundan kurtulsam diyor

Ya da neden yakmamalı?
Küller savruldu mu
Ne bir iz kalır
Ne de pişmanlık

Ah gidinin yükü
Sanki ben onu değil de
O beni taşıyor
Ama nereye?

Benimle paylaşmaz mısın
Ey çekilmez yük,
Yüreğinde gizlediğin
O acımasız sözü?

Yükün Orfeus’a hitaben söylediği acımasız sözdür:

Orfeus… Yani piç… Yani orospu çocuğu… Birazdan gelecek sevdiğin… Arkandan ilerleyecek… Ama dönüp bakmayacaksın… Yoksa kaybedersin onu… Zeus söz verdi mi, hiç kimseyi dinlemez…

Eurydike’nin Orpheus’a seslenişi:

Sen… Beni cehennemden kurtaran… O aşılmaz yol… Sana kavuşmak içindi bunca çile. İşte, arkandayım. Dönüp bakma sakın. Bakarsan kaybedersin beni. Zeus söz verdi mi, hiç kimseyi dinlemez. Hem görmeden de sevmelisin beni. Görürsen ölüm gelir bana. İnsan sevdiğini görmemeli…

Orfeus’un Eurydike’ye cevabı:

Eurydike… Sevdiğim… İzin ver de anlatsın gölgem, seni nasıl sevdiğimi. Bu adam desin, adam değil, köpeğindir senin. Lütfen, bir kez olsun bakayım gözlerine. Ben, Orfeus, yani sen, yani biz. Çıkıp gidelim tepelerden. Kaçalım şiddetinden Zeus’un, Akhilleus’un, Odessa’nın. Bırak çıkarsın Sisifos kayaları dağlara. Biz, ikimiz, kimsesiz… Alıp gidelim başımızı, onulmaz kayalıklara…

Anlatı:

Bir sigara içimlik zaman diliminde gerçekleşen bu hadisenin başkahramanı, esasında, Sisifos denen ibnedir. Sisifos, sırtına yüklediği kayayı Olimpos’un zirvesine çıkarıp Zeus’un altından ve zümrütten hediyelerine göz dikmeseydi, ya da Sisifos, uğruna ömrünü heba ettiği o kayayı Olimpos’un zirvesine çıkarabilseydi, Zeus’un orada olmadığını görecekti ve Eurydike şimdi Orfeus’un kollarında olacaktı. Orfeus, aşkının şiddetinden bihaber başını arkasına çevirip Eurydike’ye baktı… Eurydike öldü… Eurydike o an ilk kez öldü… Sevdiği kadının ölümüne dayanamayan Orfeus, oracıkta intihar etti. Son sözleri, “bir sigara olsa da içsem” oldu. Mezar taşına şöyle yazıldı:
Orfeus, nasıl dönüp bakarsın sevdiğine,
İnsan sevdiğine bunu yapar mı?

Sisifos… Yani hiç… Yani yokluk… Sizi kendine inandıran Odur. Olimpos’un zirvesine birkaç adım kala, sırtındaki kayanın altında kalarak Zeus’un hörekesini görmüştür. Zeus, yaşadığı anlaşmazlık sonrası, Hera’nın şiddetinden korkarak saklandığı tapınağında havasızlıktan ölmüştür.

Euriydike ise şimdi taştır. Antik Yunan ormanında sonsuza dek yanacaktır…

1 yorum:

  1. Possente spirto dinlenmeli Ebi. Ancak önce şu konuda anlaşılmalı:
    1- Neden böyle oldu Mora sorusunun cevabı yoktur, asla olmayacaktır.
    2- Mora yüzyıllık aidiyetimizdir, doğrudur, ama eksiktir. Mora yüzyıllık yalnızlığımızdır aynı zamanda.
    3- Mora her hikayemizin kaynağı değil, her kaynağımızın hikayesidir.
    4- Mora evimizdir, doğrudur. Dostumuzdur, can yoldaşımızdır, Sadri Alışık'ın dediği gibi her bir yolumuzun arkadaşıdır. Mora bendir, Mora bizdir, Ebi candır. Daha da yazmayacağım. Saçmalamamın yegane sebebi, Possento Spirto'dur.
    O değil de, bu yazı işlerini, zirvedeyken bıraksam mı Ebi:)

    YanıtlaSil