30 Ağustos 2013 Cuma

Anlatmama Esasına Dayalı Edebi Olmayan Metin: Boşver Kanka Bir Üçlü Saralım

           

            Not: Zeminimiz Kaymaya Müsaittir Abiler…


            Batıda İyi Kötü’ye, Kötü Çirkin’e, Çirkin İyi’ye, İyi tekrar Kötü’ye, Kötü bu sefer İyi’ye ve sonra hep beraber Çirkin’e bakışmalar ışık hızıyla ıslık sesleri arasında gelip gitmelere meylederken, durumun esbab-ı mucibesine varmış tek gönüllü kişi Don ve de Vito ve de Karleone abimiz reddedemeyeceği bir teklif yapacağı kişiyi arayaduruyor; arayaduruşun haberinin bilmem hangi ayaklı gazete tarafından pss diye yayılmasıyla oluşan dedikodu, gıybet ve binbir türlü iftiraya maruz kalan Paris’te son tangosunu yaparken tescillenmiş marka kurbanı seçilen ama olayla yakından uzaktan alakası olmayan Merlin Monro’nun adı gazetelerin sürmanşet kısmına sürmanşet olarak geçiliyor; yaklaşık beş yüz yıl önce Londra civarındaki cemiyet hayatının bir parçası olmayı kendine borç bilen tiyatro salonlarında üstlendiği yardımcı rollerle geçimini kıt kanaat sağlayan ama yılmadan yıkılmadan dimdik ayakta duran Vilyım ve de Şekspir’in etrafında ellerinde kağıt kalem yok mu ulan bir imza verecek bakışlarıyla mahzun ve de umutlu bir hayran kitlesi birikiyor, aynı hayran kitlesi Vilyım’ın yanından süratle geçerek dönemin en ünlü tiyatrocularından ve de cemiyet hayatının aranan simalarından haftada yaklaşık beş bin paund kazanan ve her biri birbirinden ayrı iki kişi olan Alin ve de Burbage’nin yanına imza istemek maksatlı gidiyor, bahsi geçen isimler bundan beş yüz yıl önce pek muhtemel imza kavramının vücut bulamayışından ötürü birkaç asır bekliyor, imzanın icat edilişinin belediye hoparlörlerinden ilan edilmesiyle oluşan izdihamı engellemeye çalışan polise bir kazık da ben mi atsam diye içten içe düşünen Al ve de Paçino abim Nidıl Park’ın ortasında sırf esrarı bitti diye paniklere bulanıyor, yanına yaklaşan aynı anda hem İlhan hem de Yıldız olmayı becerebilen, az biraz mamalak, pek çok da soykalığı oynamayı marifet belleyen, zemini kaydı mı kaydınız kıraliçem, eğim vardı bi dur açık mert korkusuz demeye fırsat dahi vermeden üzerine yapılan hücumlara ulan acaba hangi köşe benimdi bu nasıl da sağlı sollu ataklar diyerek ve de fena halde halden hale girerek ben kimim, sevgi neydi, sevgi emekti diye düşünen ve Al ve de Paçino’nun harmanlığına harmanlanan yarım akıllı tam buğdaylı abiniz, bir eliyle Al’ın, diğer eliyle Paçino’nun omzuna dokunuyor, ulan omzuna mıydı omuzuna mı diye düşünmeksizin elindeki en okkalısından dert, tasa, asabiyet giderip efkar getirici insan icadı beyaz kağıda sarılı yazısız malzemeyi uzatıyor, yok mu bişeymiz bakışlarıyla etrafı kolaçan eden erkete Al’a boşver kanka bir üçlü saralım diyor, İyi’nin Kötü’ye, Kötü’nün İyi’ye, İyi’nin Çirkin’e sonra Çirkin’in tek başına hem İyi’ye hem Kötü’ye, sonra hep beraber Çirkin’e bakışları hala devam ediyordu…

1 yorum: