Uzun
cümleler kurmayı seviyorum Mora. Hani böyle içinden koparırcasına, hafif buğulu
ve en okkalısından sigara dumanlı üç beş kelimenin oynaştığı cümleler var ya…
Şairin konuşmayı bilmediğini itiraf ettiği günden beri, ben yazı yazmayı bilmiyorum Mora! Adam ormana düşer Mora, ve ben sana sırılsıklam…
Fonda Neşet Baba, her zamankinden
daha dertli çığırır: Gendim ettim, gendim buldum… Bir sigara dumanı… Ve ben
Mora’ya daha bir sırılsıklam…
Sonra oturur kıyısından köşesinden
tutunulmuş bir hayatın damarlarına, o damar ki Mora, bir ormanda prenses ne
kadar prensesse o kadar prenses işte… Cümlenin sonunu üstat getirir ve ben sana
öyle böyle değil.
Adam ormana düşünce Mora, ormanın
ormanlığı ortadan kalkar, Mora’nın Mora’lığı ortadan kalkar, birinin diğerine
ithafta bulunuşu, biri, diğeri, dahası ithaf ortadan kalkar, adam ortadan
kalkar, yazı ortadan kalkar, getiremedim ya la ben bu cümlenin sonunuJ
Fonda Neşet Baba, daha deminkinden
daha dertli çığırır: Anma beni, anma leyli leyli… Ve ben Mora, sigara içişimin
sigara içişimden başka türlü bir şey olduğunu anlayarak ama kendime belli
etmeyerek, uzun cümleler kurmayı beceremeyecek kadar… Cümlenin sonunu üstat
getirir: Bilemedim gıymatini gadrini, hata benim günah benim suç benim.
Üstat bana Zahidem gurbanım oy
demeyi yasakladı Mora. Ve ben sana tepeden tırnağa…
Yazar kişisi der ki, ben iki sigara, bir yazı, bir Neşet baba türküsü arasında kaç dünya kurarım, haberiniz yok. Hepsi okunasıdır da o çok azını sunar az biraz değil çokca ketumdur da şükür ki cümleleri uzun. Keşke her sigaraya bir yazı yazsa...
YanıtlaSilBen sigarayı zevk için içerdim Ebi. Hala daha öyle içiyorum ama dün gece bu yazıyı yazarken elimdeki sigaranın sigaradan başka bir şey olduğunu anladım. Yakıp içtiğim şey sigara değil de sanki... Sen anlarsın ne olduğunu, başka kim anlıcak! Her sigaraya bir yazı yazamam ama, her yazıya öyle bir sigara içiyorum ki Ebi, görsen sanki gelmişimi geçmişimi geleceğimi içiyorum... Sonrası iyilik güzellik...
YanıtlaSilSonrası hep güzellik..
YanıtlaSil