Sen ne iyiydin güzeldiysen de
değildiysen de
Kocan ne iyiydi sonra İzmir ilinde
gökyüzüleri
Dün olduğu gibi bugün de anlatamayacak
hiçbir kelime güzelliğini…
Ben senin güzelliğin gözlerine uyandım.
Kalktım sonra çiçeklerimi dizdim saksına. Ellerini saydım, ellerin milyon defaydı.
Ben senin incecik bileklerin, ben senin ayak parmakların, denizlerin sonra,
ırmakları mesken tutulmuş köprülerin. Birlikte nice okyanus, nice engebe…
Sen şimdi saat kulesinin altında
sevdiğin adamın elinden tutuyorsun, bırak beni maziye dalayım…
Ben senin ülkenden milyon defa sürüldüm.
Milyon defa söndürdüm kül tablamda güllerini. Birlikte surlarından sularıma
nergisler topladım. Böyle kaç gece gözlerin güzelliğine yandım. Denizlerin
vardı sonra, denizlerin yaban iklimlerime güneş. Denizlerin, mahallemin siyah
sevda yakası… Kaldım denizlerinin güz bırakmayan güzelliğinde. Kaldım işte,
bırak kalayım öylece…
Sen akyakada ya da marmariste bir ağacın
dibinde şarkılar söylüyorsun: Çok aşığın var diyorlar, yalan de yeter bana…
Ben senin can yakmayan güzelliğine
bulandım. Bulandım bir kez, izi kaldı, tadı kaldı, sesi kaldı, seni kaldı… Ben
senin şehrine milyon defa vuruldum. Milyon defa dudaklarında ismim arandı.
Bir ara hücrelerime gözlerini kazıdın. Bilinçaltım sağanak yağmurlarınla
yıkandı…
Evvelden de böyleydik biz seninle.
Mesela ben üşüdün derdim, giysene şu ceketi. Sen üşümem ki derdin, sıcak senin
yanın. Mesela sen dünyayı avuçlarına almış mona lisa tablosu gülüşünle portakal
soyardın, portakal sonra kan kırmızı, süt beyaz. Varlığın avuçlarımda sanardım,
dudaklarında parmak izlerim. Hey yavrum hey, sana dönmek içinmiş bütün
gidişlerim…
Sahilde milyon kere ayten şiirini
birlikte okuyoruz. Ben bir ara aşka gelip adın diyorum, nefes alıp vermemin
erketesi…
Beni bilirsin… Hala erkeklikten
sayıyorum, erkeklikten saymayı yaptığım her işi. Mesela alıp bir bulut
koyuyorum karanlıklara ne güzel, pınarları taşıyor okyanusların. Birkaç kez
denedim yerine başkalarını koymayı. Bazen beşiktaştan beykoza açılan bir
sandaldım. Bazen İstanbulun her semtinde koşar adım tarandım. Hiç hüküm
giymedim sevda suçundan ama çok tutuklandım…
Tepeden tırnağa aşk adın. Güvercinler sayıklasın
adını, aşık olsun…
Sen, bembeyaz bir sigara… Dumansız,
sevdalı bembeyaz bir sigara… Hala seni çekiyorum içime kafayı bulmak için. Ve
hala uçuyoruz birlikte gökyüzüne… Kainatın izmir yakasında en sevdiğin şiir: Dirim
kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler…
Sen yazdığım denizlersin öylece... Bırak
beni denizlerinde kalayım.