30 Ocak 2014 Perşembe

Yıllanmamalar: Üzgünsün, Üzgünüm, Üzgünüz; Mutlusun, Mutlusun, Mutluyuz...

Sen ne iyiydin güzeldiysen de değildiysen de
Kocan ne iyiydi sonra İzmir ilinde gökyüzüleri

Dün olduğu gibi bugün de anlatamayacak hiçbir kelime güzelliğini…

Ben senin güzelliğin gözlerine uyandım. Kalktım sonra çiçeklerimi dizdim saksına. Ellerini saydım, ellerin milyon defaydı. Ben senin incecik bileklerin, ben senin ayak parmakların, denizlerin sonra, ırmakları mesken tutulmuş köprülerin. Birlikte nice okyanus, nice engebe…

Sen şimdi saat kulesinin altında sevdiğin adamın elinden tutuyorsun, bırak beni maziye dalayım…

Ben senin ülkenden milyon defa sürüldüm. Milyon defa söndürdüm kül tablamda güllerini. Birlikte surlarından sularıma nergisler topladım. Böyle kaç gece gözlerin güzelliğine yandım. Denizlerin vardı sonra, denizlerin yaban iklimlerime güneş. Denizlerin, mahallemin siyah sevda yakası… Kaldım denizlerinin güz bırakmayan güzelliğinde. Kaldım işte, bırak kalayım öylece…

Sen akyakada ya da marmariste bir ağacın dibinde şarkılar söylüyorsun: Çok aşığın var diyorlar, yalan de yeter bana…

Ben senin can yakmayan güzelliğine bulandım. Bulandım bir kez, izi kaldı, tadı kaldı, sesi kaldı, seni kaldı… Ben senin şehrine milyon defa vuruldum. Milyon defa dudaklarında ismim arandı.

Bir ara hücrelerime gözlerini kazıdın. Bilinçaltım sağanak yağmurlarınla yıkandı…

Evvelden de böyleydik biz seninle. Mesela ben üşüdün derdim, giysene şu ceketi. Sen üşümem ki derdin, sıcak senin yanın. Mesela sen dünyayı avuçlarına almış mona lisa tablosu gülüşünle portakal soyardın, portakal sonra kan kırmızı, süt beyaz. Varlığın avuçlarımda sanardım, dudaklarında parmak izlerim. Hey yavrum hey, sana dönmek içinmiş bütün gidişlerim…

Sahilde milyon kere ayten şiirini birlikte okuyoruz. Ben bir ara aşka gelip adın diyorum, nefes alıp vermemin erketesi…

Beni bilirsin… Hala erkeklikten sayıyorum, erkeklikten saymayı yaptığım her işi. Mesela alıp bir bulut koyuyorum karanlıklara ne güzel, pınarları taşıyor okyanusların. Birkaç kez denedim yerine başkalarını koymayı. Bazen beşiktaştan beykoza açılan bir sandaldım. Bazen İstanbulun her semtinde koşar adım tarandım. Hiç hüküm giymedim sevda suçundan ama çok tutuklandım…

Tepeden tırnağa aşk adın. Güvercinler sayıklasın adını, aşık olsun…

Sen, bembeyaz bir sigara… Dumansız, sevdalı bembeyaz bir sigara… Hala seni çekiyorum içime kafayı bulmak için. Ve hala uçuyoruz birlikte gökyüzüne… Kainatın izmir yakasında en sevdiğin şiir: Dirim kısa ölüm uzundur cehennette herhal abiler…

Sen yazdığım denizlersin öylece... Bırak beni denizlerinde kalayım. 

4 yorum:

  1. Sen yine giderayak olduğun için, bir hareketlenmiş için dışın, yazdıklarını beğenirken bir yandan da neden böyle oldu mamalak demeden edemiyorum ama öyle de güzel böyle de...

    YanıtlaSil
  2. Kerem Alışık bir şiirinde sevdiği kadınla ilgili hayaller kurar. Şöyle şöyle yaparız, böyle böyle oluruz falan der. Sonra da aşağıdaki satırları söyler:

    Sonra ummadığım bir anda hakikatler çıkagelir işte
    Yalanlar inanmak istediğim hayallerimi
    Keşke seni görmeseydim, seni tanımasaydım derim
    Darmadağın olur saçım başım bilirim
    Ben oldum gene mağlubu bu savaşın
    Çünkü ben çok esmerim sen çok sarışın...

    Senin yorumunu okuyunca bu geldi aklıma. Ben oluyorum mağlubu her savaşın. Bunları yazarken de şu geldi aklıma:
    Ali Yıldız, Sezai Karakoç'un şiirini açıklarken şöyle diyordu: Mağlubiyetin zafer olduğu tek şey aşktır. Yalnızca aşkta kaybedersen kazanmış sayılırsın.
    Yani ara sıra için dışın hareketlenmesi, kaybetmek falan, iyidir vesselam...

    YanıtlaSil
  3. "Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
    Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
    Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır"
    s. karakoç (gözlüklü şirin olarak bunu yapmalıydım)

    bu gece ahmet kaya dinliyorum. size de bir tana göndereyim:

    http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpage&v=mxXUnHy6fic

    YanıtlaSil
  4. Keşke bütün gözlüklü şirinler senin kadar güzel olsa. Yorumun cuk diye oturmuş. Bahsettiğim yorum şiirin bu bölümü içindi işte.

    YanıtlaSil