29 Ocak 2014 Çarşamba

Döndüresim Var Dünya Kadınlarını Deliye; Ne Karlo’nun Yumruğu, Ne Mora’nın Gözleri Kalacak Geriye

Toparlan oğlum, bu gece gökyüzüne aşkımızı ilan edicez. Önce mürekkep yalamış kuş tüyünden tavuz sütünden entarimize merhem sürüp, yeşillerine şarkılar düzülmüş gençliğimizi bir ufak bulut göbeğine sericez de, mehtaba göz kırpıp hanimiş benim ay yüzlüm diye nameler inleticez. Yok mu bana da bir dirhem izmarit veren, dilberlere dere beylerine dile benden ne dilersen…

Yaklaş be oğlum, yaklaşınca yakınlaşınca bir garip olur sağın solun. Tut nefesini 10 saniye bir ki üç dört salmayan top olsun mu, olsun madem, olsun madam. Afedersiniz, size gökyüzü diyebilir miyim acaba, yer yüzünde aradığımı bulamadım da…

Sahi, senin kirpiklerinle olmuşların arasındaki mesafenin ergenliğime izdüşümü neden bu kadar kısa? Belki de meksikanızın ince bölgesinde gezinmek gerekecek, kuş uçuşu, kuş bakışı, kuş ötüşü, kuş kaçışı. Bir berber bir berbere bre berber gel beraber. Bıkmışım her gün aynı teranelerden ben. Sağım solum sobe, saklanmayan ebe. Pardon, kendimi perdenizin arasında saklanırken buldum da, hemen toparlanıp namenize nameler düzmeye gidicem. Bu saatte hırsızlık kaç dakika sürer madam.

Meğer adam kleopatranın kilolu hallerine kafayı takmış da, kancasına karınca kararınca meseleleri takmadığından namahreme el sürmemiş. Peki bu durumda aşık olmak rafa kaldırılır mı madonna? Belki de şehrimize doğalgaz gibi doğalaşk bağlanır da, rafa kaldırma işlemi gökyüzüne yükselir. Hem taş atıp elimiz mi yorulacak, altı üstü alttan üstten yandan yandan…

Şu konuda anlaşalım çocuk. Şakadan makadan, gülmeceden bilmeceden, hadesten taharetten vazgeçmedim vazgeçmem sindirella masalları dinlemekten. (Hadesten taharetten’e gülümseyen dört tarafı kalbimle çevrili moralıya göndermiş bulunmaktayım göz kırpıcığımı)

Ne diyorduk, ne diyorsak onu diyorduk. Gök yüzüne aşk-ı ilan, ilan-ı aşk, aşk-ı memnu, memnun, mecnun, leyla. Kafa gidik hala…


Gökyüzücüğüm, ben size sırılsıklam, tepeden tırnağa, en ıslak hallerimle aşığım. Pantolonum gömleğimin yakasında toplu iğne, karşınızda bir avuç göz yaşı, iki avuç pişmanlık, birkaç defa da ters düz olmuş, alabora, fena halde titanik, fena olmayan halde esaretinizin bedeliyim. Malum dolar da aldı başını gitti, acaba bu gece üzerimizdeki bütün para birimlerini çıkarabilir miyiz? Ben sabahlamayı düşünüyorum da, eğer siz de isterseniz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder