2 Ekim 2013 Çarşamba

Beirut Konserine Gidemeyişimin Sene-i Devriyesi


Evet mora, gidemeyişim, değil ki gitmeyişim.

bi tanecik harf bak o; "e".. ama giriveriyor kelimenin orta yerine, manasını tepetaklak ediyor. mutsuzlukları, çaresizlikleri, hayal kırıklıklarını anlatıyor; "istedim ama olmadı, nettimse olduramadım, boşa koydum dolmadı, doluya koydum almadı"...

ya işte mora, sen "e" deyip de geçme.. bir harf neleri değiştiriyor. gitmesem üzülmezdim ama gidemedim be mora, çok istedim ama gidemedim, giderim diye ümid ettm gidemedim, giderim sandım gidemedim...

bak biliyorum Moriarty gelecek bir ay sonra ona da gidemeyecem...

niye böyle oldu Mora... böyle anlaşmamıştık halbüse...

sene-i devriyesi madem, bien de onların tek hüzünlü, en hüzünlü parçasını dinleteyim sana... "-e" nin hikayesi olaydı parçanın adı olurdu, olduramamışların marşı sanki, dinleyince görcen bak...

bi de moriartynin en sevdiğim parçasını dinleteyim sonra,telefonumun müziği olan hani, hüzünlü bırakmayayım seni, az da coşalım dimi... senden tatlı olmasın ne kadar tatlılar görceksin...






moriarty'nin şarkıları aklıma hep red-kiti getiriyo, bunun sebebini araştırdım üşenmedim de biliyon mu. sebebi banjo adlı enstrümanmış. ukulele de olabilir. bu tatlı minik gitarımsılar hem moriarty şarkılarında var, hem de redkitin müziklerinde. bir de elbette mızıka.

yaaa yaaaaa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder