Şuanda metrodayım. Havalimanına
gidiyorum. Yazdıklarınızı okumamak için kendimi zor tutuyorum. Hani aceleye
gelmesin diye. Kuvvetle muhtemel
havalimanına varmadan okuyacağım. Sizlere sarılmak çok güzeldi.
23:56
İstanbul
Aksaray-havalimanı
metrosu
Saat 23:59 yazdıklarınızı okudum J
dayanamadım. Henüz metrodayım. Keşke daha çok yazaydınız. Hiçbir yolculuğa
böylesine içim kıpır kıpır çıkmadıydım. Sürüp giden değil; sürüp sürmeye devam
eden bir an/ bir hal içerisindeyim. Yanımdasınız. Kalbim arş-ı alaya açılan bir
çift kanat gibi (şimdi bunları biraz normale indirgeyip yazsaydım diyorum ama o
an içimden geçtiği gibi yazacağım: yani orijinale sadık kalarak) Mamalak
kendisini son kez gördüğümü iddia ediyor ama öyle olmayacak. Bilmiyorum. Belki
kalbim onu son kez görüyor olmak fikrini kaldıramadığı için kendini bu şekilde
hazırlamıştı , bilemem. Ben hiç bilemedim kalbimin alınyazımla bir olup bana
neler hazırladığını. Kalbimin neler hazırladığını hiç kestiremedim. Ebi, güzel
ve gülen yüzlü sevgili Ebim . Bu kız neden daha doğrusu nasıl herkese
gülebiliyor dediğim. Mevzunun başka olduğunu anlamış bulunmaktayım. İçim rahat.
İçimde zalim şüpheler kök tutabilemez. Güler yüzlü olmadığın zamanları
atlatmakta zorlandığımı da söylemeliyim. Göğsüne başımı koyup insanı dünyadan
sıyıran güzelliğine dalmak isterim. Mollycikom, benimle havalimanına gelip bana
hocalık yapmanı havalimanını karış karış keşfettirmeni çok isterdim.
Havalimanında çılgın bir gece ahhhooouu.. neler neler.. ama mevzuyu biliyorum.
Benim için çok güzel ekıstıra çok güzel vakitlerdi. Bu yolculuğun neticesinde
sizleri yirmi gün görmeyeceğim. Bu yirmi gün bu güzel saatlerin bedeli olsun
varsın.
Saat 08:30 .. uykudan valizimi
hazırlamalıyım fikri ile uyandım. Ebim saat beş gibi işten çıkacak ve K..da
buluşacağız. Valiz hazırlama işini geciktirdikçe geciktiriyorum dostlarım
canlarım. Valizi malizi atıp savıp size gelmek istiyorum. Molly kııız çıldırmak
istiyorum. Çılgın planlar yap ve hayata geçirek. Mamalakı son görüşüm olacak. vedalaşacak
mıyız yani? Boza içmeye gidelim. Gün
geçmek bilmiyor. Bir gün 24 saattir teorisinin rölativitesini çıkardım
anlayacağınız. Sonra gelirken biraz güzel giyineyim istedim. Güzel hatırlanmak
üzere… sevgili Ebiciğimin güzel gözlerinden kaçmıyor gamzecikom bu şalı
beğendiğini daha önce dediydi. Renk tercihlerine ihtimam göstereceğim.
Mamalakın ne düşündüğünü kestiremiyom. Güzel vakitlerin acayip iki hususiyeti vardır. Birincisi çok çabuk
geçmesi; ikincisi ise zamanın donup kalması. Bu gece ikincisi oldu: zaman dondu
durdu. Hepinizi sımsıkı sarmak istedim. Bu son değil Mamalak. Kesinlikle. Eğer
bir son ise de güzel tatlı ve dahi tadı damakta kalan cinsten bir.. bir gidiş
gibi değil bu. Gitmenin çoklarını yaşadım. Bunda güzel, bunda hoşa giden bir
şey var…
Ve bu geceyi sizden alıp suya
koyuyorum…
adile naşit ve münir özkülun filmin başında evli olmadığı, görücü usulü tanışıp evlendikleri, ikisinin çocuklarının önce kaynaşamadığı ama aile zorda kalınca hepsinin bende o iş deyip evi çekip çevirdiği, evden atıldıklarında bile parklarda kendilerine ev yaptıkları o film.. o filmin içinde gibi oldum ben bu yazıyı okuyunca biliyonuz mu!
YanıtlaSilsımsıcak oldum ya laaa
geriden başa doğru yorumlarınızı yanıtlıyorum. diğer yorumlarda hayli saçmaladım. sımsıcak oluğunu söylemişsin, o sıcaklık benim sizlerden aldığım sıcaklıktı zati. ve dahi bura çok soğuk harbi soğuk ama sobanın önünde kendimi yakma uğraşındayım. daha önce başarmışlığım var. ya bu filmden mülhem bana da bi ev yapamaz mıyık? kıraathane havası da olsun ama:)
Silsevgiler..
Molly'nin yorumu her şeyi anlatıyor aslında. Ama biz daha çok geçici yaprak dökümü gibi olduk. Ertesi güne uyandığımda iki yaprak dökümü olacak. Kalanlar birbirlerine sımsıkı sarılacak ama mevsim sonbahardır. O yapraklar da dökülecek... Olan gene güzelim ağaca olacak. Ağaçtır, ilkbahar geldi mi açar yeniden... Kim bilir ilkbaharda hangi yapraklar ağaca sarılacak?...
YanıtlaSilsaygıdeğer ve de pek sevgideğer mamalak, 'Baki çemende hayli perişan imiş varak benzer ki bir şikayeti var rüzigardan' mealinde bir şey.. efendim.. ağaçlar hırka-i tecride girerler yaprağa toprağa katışmak düşer. ağaca bi şey olmaz bad- hazan ile işbirlikçidir ağaç ..neden böyle oldu ya!
SilAdınısenkoy ben oralardaymışım gibi olsun diye seni düşünerek şiir okudum gece, kendime ceza verdim zira o kitap senle o yola çıkmalıydı ve de dönmeliydi, neyse oldu bi kere, dedim okuyacaksın sanki adınısenkoy okuyormuş gibi okuyup hissedeceksin, de olmadı tabi..Sonra uyumuşum 2 rüya arasında hep bi uyanıp etrafıma baktım, işte o kötüydü. Neyse.. Gülmek deyince işte :) başka türlüsü atlatamadığımdan hep, hadi git gel de şiir okuyalım, çocuklar sevinsin :)
YanıtlaSilyippuuu gençler dönüşte şiir festivali var! çılgın fikirler düşüneceğim. kendine verdiğin cezayı tuttum. iki rüya birbirinden farklıdır umarım ya da ilki kötüyse ikincisi güzeldir. kötü rüya görüp uyandığımda 'olmaz bu saylanmaz' deyiptekrar uyurum. bad-ı saba etkisinde bi rüya görebilirsem ne mutlu bana. işin birinci kısmı tamamlandı: gitmek.. ikinci aşama için uygun zamanı gözetlemeye koyuldum bile: dönmek, gelmek ebiciğim sizlere doğru. sevgiler
Sil