14 Eylül 2013 Cumartesi

Bir Küçük Kül Tablasının Birkaç Saniyeliğine Başından Geçen Vehim Sonuçlara Pek De Gebe Olmayan Vakanın Dejenere Edilerek Sunumunun Koy Götüne Rahvan Gitsin Versiyonu


Sevişmediği zamanlarda garsonculuk oynayan kadın, şaşkınmış ama aynı zamanda seksimiş havalarına bürünmek amaçlı, ağzını yarım aydan dolunaya geçiş kıvamında açarak “cebinizden mi çıkardınız onu?” sorusuyla ofsaytta olup olmadığıma bakmaksızın ortayı yapıyor, orta ‘abi masada senden başka gidecek biri olsa şerefsizim ona giderdim ama gel gör ki masada teksin, ağızdan çıktım bi kere, geliyorum, yakala’ bakışıyla vücudumda geziniyor, kendine müsait bir nokta bulup oraya sıvışıyor, bana garsona söyleyecek tek bir söz bırakıyordu: “Götümden çıkardım.”
Cevabımı garson kız dahi götümden başka kimse duymuyor, götüm kendi kendine gülüyor, götümün gülüşünü garson kız üzerine alınıyor, ağzını pergelin iletkiyle kaynaştırılıp cetvel de eklenerek oluşan, düz kontak arabaların girmesine müsaade edici otopark mafyası kılıklı kamera şakacıları gibi yapıp, sol gözünü ışık hızıyla hafiften kısarak ve sağ gözüyle ‘karşımdakinin gözünden kendi gözümü ayırmayacak kadar da görmüş geçirmiş insanımdır haberin ola haa’ biçiminde saçma sapan gülüşle farkında olmadan götüme gülümsüyor,  “Heee, romantiğiz yani” gibisinden bir bakış fırlatıyor, masada kendisine ayrılan sandalyeye oturmak için hamle üzerine hamle yapan fena halde leylayı görünce asabiyete bağlıyor, “ne içersiniz” diye soruyor, ya da ben öyle hatırlıyordum.
‘İşin boka saracağı götünün gülüşünden belliydi be oğlum’ edasıyla masanın üzerinde kıvrım kıvrım kıvranan ve daha ilk cümlede cebimden çıkan, alımlı değme kadınlarda olmayan, Paris görmüş, nice maceralar atlatıp asıl memleketine dönmüş, DÖRT BİR TARAFI KALBİMLE ÇEVRİLİ KÜL TABLASI, -‘onu sen kullanamazsın be leyla’ türünden bir çıkışla karşılaşırsa ‘dertliyim derdim dünyadan büyük, sen bilirsin meyhaneci onu nasıl sevdiğimi’ ile başlayan ‘yıkıldım kelimeler paramparça’ edebiyatına sarılmak suretiyle kendinden geçme ihtimali olan leylanın ‘ne içsek de kendimizden geçsek’ türünden düşünce alıştırmaları yaptığı esnada- kimseye hissettirmeden cebime giriyordu.
Birinci tekil erkek, bir an için leylanın ‘noluyo yaa, sevgi neydi, sevgi emekti’ şapşallığıyla ‘hiçbir şey anlamadım ama gizli bir şeylerin döndüğünü hissetmeyecek kadar da gerizekalı değilim ulan’ bakışıyla göz göze geliyor, ‘o iş bende be oğlum, sıkıntı yok’ halet-i ruhiyesiyle inceden bir göz kırpıyor, dokunmak suretiyle cebindeki kül tablasıyla iletişime geçmek istiyordu.
Leyla, sonu ingilizcede çoğul takısı işlevini yek başına üstlenen bir sessiz harfle biten, ‘30 dakkada gelmezse 5 dakkada Beşiktaş olur’ vaatleriyle milleti ayartan pizzacıyı her arayışımda açılış nidası olarak yaptığım, ‘sanki sipariş verecek başka şeyler de varmış da henüz kararımı verememişim’ manasına gelen ‘aaaa’ ‘eee’ ‘ııı’lı girişlerimden birini, ilk iki paragrafta hikayenin temel unsurlarından birini oluşturduğu halde, sonradan geri plana itilerek cezalandırıldığı varsayılan garson kıza yapıp “sade kahve olsun benimkisi de, iki tane, yani sade kahve” diyerek ‘sana cevap veriyorum ama lafı ağzımda bir o yana bir bu yana evir çevir kıvır çevir salla şeklinde dolandırmamdan da anlaşılacağı üzere aslında senle değil, birinci tekil erkekin ne tür bir dolap çevirdiğiyle ilgileniyorum’ benzeri cümlelerle dolu hal ve hareketlerle etrafı süzmeye başlıyordu.
Cümlenin ortasında özneyi, sonunda tümleci, başına geldiğinde yüklemi şaşıran, ‘götü başı ayrı oynayan, bütünsellik içermeyen ama ucundan kıyısından hani olur da zorlarsak nedensellik içerebilen bir yazı çıkar lan burdan’ türünden bir hisle heyecanlanan birinci tekil erkeke cümlenin sonunu cismen cepte, aslen kalpte duran kül tablası armağan ediyordu:

“Neyin kafasını yaşıyon bilmiyom ama götü kurtardın abi, hadi gene iyisin.”

6 yorum:

  1. Dünyayı kül tablasının yörüngesinden gösterme çabana hayran olmamak elde değil mamalak, gönder gelsin hikayeleri...

    YanıtlaSil
  2. Ve fekat, ben bu yazıyı kaldırmayı düşünüyordum. Şöyle ki, benim kül tablamla ilgili çok fenaaa yazılarım olacaktı da beceremedim. Duygusala bağlanmayı da istemiyorum yazarken. Kül tablam böyle orası burası oynayan bir yazının içinde kalmayaydı iyidi diye düşünerek kaldıracaktım işte. Neyse ben bi sigara yakarım şimdi kendisiynen, gönlünü alırım hemencecik:)

    YanıtlaSil
  3. Kalsın kalsın, bence kül tablan yazı içinde de olsa orasının burasının oynama ihtimalini çok seviyor olabilir, bence öyledir, kendini dört köşeli bir dünyanın merkezi sanıyordur filan :)

    YanıtlaSil
  4. Tamam bakalım, şimdilik kalsın o zaman. Nasıl olsa kalkacak hepsi bi gün.

    YanıtlaSil
  5. pilavdan dönenin kaşığı kırılıyorsa madem yazıdan dönenin kalemi kırılsın mamalak.
    yazındaki benzetmelerin orijinalliği beni çok keyiflendirdi.
    kül tablanla bir 'alice in wonderland' türü fantastical hikayeler serisi bekliyorum senden.

    YanıtlaSil
  6. Ve fekat ne yapsam kültablamla başımdan geçenleri anlatmaaa yetmooor madam. Kim bilir belki de bir gün dile gelir de kendisi anlatır size olup biteni.

    YanıtlaSil