11 Eylül 2013 Çarşamba

Oğuz Abi'ye Mektup




Hep zannettim ki insan insanı gözünden tanır. Yıllarca insanların gözüne gözüne baktım. Öyle değilmiş abi. Hiç öyle değilmiş. İnsan insanın gözünü oyar, gemi yapar, akıntılara salıverirmiş. İnsan insanı gemi yaparmış abi. “denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın.” erken gitmekle kendi hesabına iyi yapmış olabilirsin. Fakat benim hesabıma hiç iyi değil bu. Hiç iyi değil. Gerçi Selim’i, Hikmet’i, Beyaz Mantoluyu, Seli Seli Günseli’yi bıraktın. Bu sıralar kendilerinden uzağım. Biliyorsun onları ağırlayacak bir evim yok. Hısım akrabaya emanet ettim onları. Günseli’ye ev işleri yaptırıyor, çocuk baktırıyorlarmış. O, çocukları hiç ailelerinin istediği gibi eğitemiyormuş. ‘Küçüklerimi sevmek büyüklerimi saymak’ bile dedirtememiş hiç birine. Erkeklerin ellerini yakıp bacaklarını yamultup sokakta dilendiriyorlarmış. Halk en çok Selime acıyor, en çok parayı Selim topluyormuş. Beyaz Mantolu hiç para getirmiyormuş. Hikmet Amcanın işine akıl ermiyor zaten. Merak etme ağabeyciğim tez vakitte inşallah alacağım onları ordan.
Çok pis küfredesim var ama edemem biliyorsun. Muhayyel bir kalbalığa hiç de kalabalık olmayan sevdiklerime yumruğumu kaldırıp ‘görürsünüz kendimi mahvedeceğim’ diyorum.
Yaşayamıyorum abi…
Otobüsler geçiyor, arabalar, Aksaray’dan minibüsler, tırlar geçiyor. Ben yaşayamıyorum abi. Kadınlar konuşuyor: çamaşır makinesi bozuldu.. erkekler tartışıyor: ben hakkımı yedirmem.. yapmayanorospuçocuğu …
            Kahvenin tadı iyiydi de  çayını beğenmedim. Bir daha gelmeyeceğim bu kafeye abi.
            Delikanlı adam küfretmez. O adam inkar etmiyor ki. biz diyor cepçiydik. Orda durur cepçilik yapardık. Kaçak sigara, kaçak viski satardık diyor.

            Kapı hiç hoşa gitmeyecek bir melodide çalınıyor. Bacak refleks gösteriyor. Önce adamın üzerine örttüğü çarşaf uyanıyor. Sonra pijamalar. Çarşaf ve pijama bir olup dürtüyorlar adamı. Bakıyorlar kalkacağı yok çarşaf atıyor kendini yere, pijama güç bela kaldırıyor adamın gövdesini. Gidip kapıyı açıyor. Pijama, kapıda kendisiyle hiç alakası olmayan, yatan adamın da üzerinde daha önce hiç görmediği bir kıyafet görüyor. Takım elbise! Takım elbise pijamanın kırışıklığına takıla takıla pazarlamacı olduğunu söylüyor.
-ne pazarlıyorsun?
-aklınıza gelebilecek her şey.
-kadın geceliği?
Takım elbise ütüsüne yakışmayacak bir tarzda çıkışıp ‘pezevenk miyim lan?’ diyor.
-ütüsüz seniii!

Tüm bunların seninle, Selim veya Hikmetle de bir ilgisi yok. İlgisi olsun diye de anlatmadım tabi.
Pijama takım elbisenin hakaretini kaldıramadı. O günden sonra kendini çok saldığı için adamın bi tarafı hep açık kaldı ve her gece kötü rüyalar gördü.   

Mektubumun sonuna seni çok özlediğimi yazmak istedim bir iç ses ‘sen onu hiç görmedin, o hele seni hiç bilmedi bile!’ dedi. Abi ben o iç sesin dış güçlerin adamı olduğuna inanıyorum. Bilmeseydin ‘kalabalıktaydı, başarısızdı’ der miydin?
            Fotoğraf makineleri keşke sesi de alsa abi. Biliyorum şimdi kendini bilmezin biri kameranın icadına başlatacak. Çevrenin donup, ses olduğu anlar var; zihnimden yitmesini hazmedemediğim. Güzel kuş kaçmasın, sükunet içinde şarkısını söylesin.

                      “Feleğin bir kuşu var nanay.. çırmağı demirdendir/ yar öyle bakma..”

3 yorum:

  1. Bu yazıyı okuduktan sonra, elime telefonu aldım birilerini arayasım geldim, diyesim geldi ki çık o gürültülü cümbüşten, sen öteki bırak sigarayla çayı sıralamayı, yanındaki var ya o bir yazı yazmış nerdeyseniz ayrılın ordan Mora'ya gidin, adınısenkoy bir yazı yazmış öncekinin üstüne içimi dağladı, şöyle bir etrafta tur attırıp, oturduğum yere çakıverdi beni, Mora'ya gidin bi bakın yalan değil bir seyir bu.

    YanıtlaSil
  2. adını sen koy, sen neymişşin be abi! desem anlatamam beğenimi biliyorum. gel senle kardeş olalım demem lazım. hatta biz kardeşiz demem lazım. kan akıtmam lazım, gözyaşı dökmem lazım. sana koşmam lazım!

    ebi eba ebu arasa toplanın mora'da dese gelirdik biliyorum! bu yazı için nerelerden gelinir be!

    YanıtlaSil
  3. Sevgili ebi, molly, mamalak ve bütün mora ahalisi, sevgili mora,

    sayende pas tutan kalemimden mürekkep damlar gibi oldu. eyvallah!

    YanıtlaSil