Yaz Leyla!
Dostane gülüşleri, ansiklopedik
ağlayışları var gençliğimin. Akademik manzaralarda kapanır boşluklara. Rüyası
geceden kalma fırtınalı toz toprak, sahici sevişleri tutar el altı kaçamaklarda.
Sonra bir kıvılcım tutuşturur ne varsa ıztıraba dair, yana yakıla susturur delikanlı
günceleri; dilencilikle başlar meyhaneciliğe terfi eder bir kısmımız, geride
martı sessizliğinde dumanlı iç çekişleri…
Yaz Leyla! Ben Mecnun Değilim!
Bir adım çaprazda sürpriz çığlıkları
duyulur, yeşimden bozma taşlarla boğaz kirlenir, burcu burcu kokar edası sıra
sıra dizilir, üstelik kainat nöbettedir, aniden bir rüzgar fısıldar; denizden
kaçamak yüzmenin yasak olduğu fanilere nur aniden doğar düşer karanlığına bir
gecenin, salınarak yürüme faslı sonra nazlı çitlenişi bir çiğdemin.
Yaz Leyla! Ben Mecnun Değilim, Ben
Mecnun’muşum Gibi Yaz!
Gölgemin koluna efkarlı bir sevda bulutu
düşerse, karanlığıma yağmur duygu duygu damlarsa, ilk limanda binilesi bir
geminin göz bebekleri küçülürse, sen yaşamanın ceza marşlarına filizleneceksin.
Bu giden ne ilk can olacak ne ikinci can, ne cansız koridorlarda ne pencere
kenarı yanmaları…
Yaz Leyla! Sen Yağmursun Ben Bulut,
İstanbul’un Bizimle Islandığını Yaz!
Ve sonra sevdanın semtimizden ekmeğimize aşımıza
taşındığını, yoksulluğun bir garip hicazdan düştüğünü, kekeme sevdalara
tarumarlığımızı, çetrefil kıvamında sürekli bir düşsel zamanlığımızı, son
gülenin iyi güldüğünü, hiç gülmeyenin hiç gülemediğini yaz. Yaz ki sen yazdıkça
bağlansın mecnunluğumuz topyekün baharına, uğultusunu dinlemek kalsın geriye
bir fahişenin; sensizliğe sövüp de ansızın bir gece yarısı, vurunca doludizgin
dibine bir şişenin…
Yaz Leyla! Ve Geldik Seninle Bir
Okyanusun Daha Sonuna, Yaz!
Köküne kadar sahici bir sevda gemisidir
tebessümün, ansızın gelir konar zabıtsız limanlarıma. Geriye benden bir
dipnottur gökyüzünden sarkan pınarların, matemini denize döken senden, üç
kuruşluk dalgalarına bayılırım. Bayılırım ah, bir bilsen…
Yaz Leyla! Çokça Süzülür, Azıcık Da
Çekingen, Vururum Pervası Eksilmeyen Kıyılarına!
Başımda gökyüzünden süzme ahenkli
şarkılar, adımı sayıklar med-cezirlerin. Omuzların diyorum, omuzların kadar gel-git, omuzların kadar engebeli bir okyanusun dibindeyim. Seni çekiyorum içime kafayı bulmak için, sonra uçuyoruz birlikte gökyüzüne. Ve pusulanın kuzeyi göstermeyen tarafında
Tarkan şarkısı: oynama şıkıdım şıkıdım…
Yaz Leyla! Kanlı Nigar’ın Kanlı Nigar
Kadar Kanlı Bir Nigar Olduğunu Yaz!
benim olayım ilham veren bir yazı okuyup gaza gelmek blog işinde, hatta tüm yazma deneyimlerim bu minvalde.
YanıtlaSilgüzel yazılar okuyup coşuyorum efenim, üşendiğimden değil, siz az yazdığınızdan ben de az yazıyorum.
özetle güzel yazı! başlığa hele hiç laf yok!