8 Eylül 2013 Pazar

Bugün Anladım: Çöp Tenekesinden Sevgili Çıkmaz!

Yaz Leyla!

Dostane gülüşleri, ansiklopedik ağlayışları var gençliğimin. Akademik manzaralarda kapanır boşluklara. Rüyası geceden kalma fırtınalı toz toprak, sahici sevişleri tutar el altı kaçamaklarda. Sonra bir kıvılcım tutuşturur ne varsa ıztıraba dair, yana yakıla susturur delikanlı günceleri; dilencilikle başlar meyhaneciliğe terfi eder bir kısmımız, geride martı sessizliğinde dumanlı iç çekişleri…

Yaz Leyla! Ben Mecnun Değilim!

Bir adım çaprazda sürpriz çığlıkları duyulur, yeşimden bozma taşlarla boğaz kirlenir, burcu burcu kokar edası sıra sıra dizilir, üstelik kainat nöbettedir, aniden bir rüzgar fısıldar; denizden kaçamak yüzmenin yasak olduğu fanilere nur aniden doğar düşer karanlığına bir gecenin, salınarak yürüme faslı sonra nazlı çitlenişi bir çiğdemin.

Yaz Leyla! Ben Mecnun Değilim, Ben Mecnun’muşum Gibi Yaz!

Gölgemin koluna efkarlı bir sevda bulutu düşerse, karanlığıma yağmur duygu duygu damlarsa, ilk limanda binilesi bir geminin göz bebekleri küçülürse, sen yaşamanın ceza marşlarına filizleneceksin. Bu giden ne ilk can olacak ne ikinci can, ne cansız koridorlarda ne pencere kenarı yanmaları…

Yaz Leyla! Sen Yağmursun Ben Bulut, İstanbul’un Bizimle Islandığını Yaz!

Ve sonra sevdanın semtimizden ekmeğimize aşımıza taşındığını, yoksulluğun bir garip hicazdan düştüğünü, kekeme sevdalara tarumarlığımızı, çetrefil kıvamında sürekli bir düşsel zamanlığımızı, son gülenin iyi güldüğünü, hiç gülmeyenin hiç gülemediğini yaz. Yaz ki sen yazdıkça bağlansın mecnunluğumuz topyekün baharına, uğultusunu dinlemek kalsın geriye bir fahişenin; sensizliğe sövüp de ansızın bir gece yarısı, vurunca doludizgin dibine bir şişenin…

Yaz Leyla! Ve Geldik Seninle Bir Okyanusun Daha Sonuna, Yaz!

Köküne kadar sahici bir sevda gemisidir tebessümün, ansızın gelir konar zabıtsız limanlarıma. Geriye benden bir dipnottur gökyüzünden sarkan pınarların, matemini denize döken senden, üç kuruşluk dalgalarına bayılırım. Bayılırım ah, bir bilsen…

Yaz Leyla! Çokça Süzülür, Azıcık Da Çekingen, Vururum Pervası Eksilmeyen Kıyılarına!

Başımda gökyüzünden süzme ahenkli şarkılar, adımı sayıklar med-cezirlerin. Omuzların diyorum, omuzların kadar gel-git, omuzların kadar engebeli bir okyanusun dibindeyim. Seni çekiyorum içime kafayı bulmak için, sonra uçuyoruz birlikte gökyüzüne. Ve pusulanın kuzeyi göstermeyen tarafında Tarkan şarkısı: oynama şıkıdım şıkıdım…



Yaz Leyla! Kanlı Nigar’ın Kanlı Nigar Kadar Kanlı Bir Nigar Olduğunu Yaz!

1 yorum:

  1. benim olayım ilham veren bir yazı okuyup gaza gelmek blog işinde, hatta tüm yazma deneyimlerim bu minvalde.

    güzel yazılar okuyup coşuyorum efenim, üşendiğimden değil, siz az yazdığınızdan ben de az yazıyorum.

    özetle güzel yazı! başlığa hele hiç laf yok!

    YanıtlaSil