Aşkın adını yağlı boya bir tablodaki İspanyol paça pantolon giyen Müzeyyen den öğrenen
gençlerdik bizler… Dar alanda kısa kısa paslaşan başkalaşmış varlıklardık
belki de... Sokağımızın adı Susam Sokağıydı ve hepimiz o çizgi filmden fırlamış gibi
komik bir o kadar da hüzünlüydük. Tanburi Cemil Bey'in güfteleriyle büyüyen,
katedral deyince aklıma mekan-ı isim gelen gençlerden ne hayır gelirse bizden
de o kadar hayır gelirdi işte=)
Müzeyyen şiirlerin Fahriye ablası gibiydi bizim için ve biz ona içimizden abla
kelimelerini yutarak "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" derdik. O
zamanlar daha hiçbir kıza tutulmamıştık
tabi.
Bir gün
mahalledeki palmiye ağcının altında başladı bizim hikayemiz…Anlamsız ve birbiriyle çelişen bir görüntü vardı ağacın altında… O anda tutulduğum kız semaverden çay doldurmuş
içiyor, nargilemin marpucu gümüştendir gümüşten şarkısı edasıyla nargile fökürdetiyordu.
Kısa eteğiyle bacak bacak üstüne atmış ekose gömlekli bu kızın külyutmaz bir hali vardı ya ben onu
kandırmaya kafaya koymuştum. Kanan ben mi olacaktım belli değil ya neyse.. Acaba
bu durumda Ramiz Dayı ne derdi?... Şimdi
bu aklıma
nerden geldi? Kafamda deli sorular şıkıdım şarkısı eşliğinde dans ediyorlar.
Bense çaktırmamaya çalışıyorum tüm bu olanları.
Patttt.....
Ne oluyor
lan? Torpil patlatan bizim halı sahanın ufaklıkları manzarama yüklediğim derin anlamları bu gürültüyle bozdular. Hay ben onların…Ha bu arada neden halı saha acaba adı? Ben saha
denilince golf, basket,voleybol herşeyi sayarım
da bir türlü halı saha diyemem. Ancak silkelemek lazım halıyı anlamam için=)
…
Bu konuya
fazla takılmadan çevirdim kafamı tekrar güzele… Masanın üzerinde Hacıbekir
lokumları var. Kahveyle iyi gidiyor o lokumlar doğru seçim be
güzelim!. Masanın üzerinde bir defter, defterin üzerinde bir yazı Gizem'in Not
Defteri... Gözlerim gençliğimden
midir balık
yememden mi bilmiyorum çok
iyi görüyor hey maşallah. Kayıp Balık Nemo gibiyim gerçi şuanda. Görmekten çok kaybolma eylemleri içindeyim onun gözlerinde.
Yanında
bir ney var. Ben tambur severim ama napalım. Ney denilince aklıma benim hep
arkadaşım
Nurullah gelir
ama artık
bu güzellik
gelecek. Bir erkeğin aklıma gelmesinden iyi oldu bu ya=) Sevdim…
Konuyu nereye bağlayacağını bilmeyen bir uzaylı gibi ortalıklarda dolaştığımı farkındayım. Gerçekten de şu anda Gizem'in etrafında dolanıyor gönlüm. Ne desem bilemiyorum. Acaba ata
bindirip kaçırsam mı onu? Ama atın eyeri yok. O zaman Formula 1 yarışlarındaki gibi hızla önünden geçsem o saçlarını
savursa (Saçları kısa ama olsun. Yine de savurur o) bana baksa ben ona Karacaoğlan gibi keskin bakışlar mı atsam? Beğenir mi beni?
…
Ne güzel olurdu... Ama işte en fazla yapabildiğim karşısındaki masaya oturup jambonlu
sandviç yemek. Yanında bir Niğde Gazozunu mideme indirdim mi tamam. Ne aşk ateşi kalır ne de tutuklu bir sevda....
Sonra da A101'e uğrar annemin dediklerini alır evin
yolunu tutarım. Ne istedi ki benden? Tente....
Gizem başka sevdalara savrulurken ben bir İsmet Özel şiiriyle iyi akşamlar derim Moralılara ve kendini
Moralı hissedenlere....
başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı
ilk önce damarlarımızda duyuyor çağıltısını
uzak iklimlerin
kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden
bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda
sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz
bize ait olan ne kadar uzakta!
bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya
aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı
ilk önce damarlarımızda duyuyor çağıltısını
uzak iklimlerin
kokusu gitmediğimiz şehirlerin önceden
bir baş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda
sonra ayrılıklar düşüne dalıyoruz
bize ait olan ne kadar uzakta!
Not: Bu ara bir telefonla "Atla Gel
Şaban" misali buluşan bir takım Moralılar, bir Moralı'nın dediği gibi
diğer oyunların "boka" sarması nedeniyle eğlenmek için yeni bir
oyun geliştirirler. Aslında Tabu'larının olmamasının bir sonucuydu bu=))ama
şimdi yiğitliklerine laf olmasın Mora'lıların=))
Oyunda çok eğlenen Moralılar, söz uçar yazı kalır diyerek oyunda başarılı olanın ödül olarak kelimelerden bir hikaye yazmasına karar verirler. (Kendimi övmek gibi olmasın ama ödülün kimin kazandığı ortada öyle değil mi?=))
Ben de başladım böylece bir şeyler yazmaya bakalım beğenilirse öykülerimin devamı gelir=))
Oyunda çok eğlenen Moralılar, söz uçar yazı kalır diyerek oyunda başarılı olanın ödül olarak kelimelerden bir hikaye yazmasına karar verirler. (Kendimi övmek gibi olmasın ama ödülün kimin kazandığı ortada öyle değil mi?=))
Ben de başladım böylece bir şeyler yazmaya bakalım beğenilirse öykülerimin devamı gelir=))
Sen iyi ki vaveyla olmuşsun, bir de gözlerin güzelliğinden çok iyi görüyor, ve bir de evet biz abla kelimelerini yutarak aşık olduk Müzeyyen'e..
YanıtlaSilEbi eba ebu benden bu kadar cikiyo da eger iyi ciktiysa ne mutlu oyyy....
YanıtlaSilEbi eba ebu benden bu kadar cikiyo da eger iyi ciktiysa ne mutlu oyyy....
YanıtlaSil