17 Eylül 2013 Salı

KISA ÖYKÜ BENİM NEYİME?=)



Aşkın adını yağlı boya bir tablodaki İspanyol paça pantolon giyen Müzeyyen den öğrenen gençlerdik bizler… Dar alanda kısa kısa paslaşan başkalaşş varlıklardık belki de... Sokağımızın adı Susam Sokağıydı ve hepimiz o çizgi filmden fırlamış gibi komik bir o kadar da hüzünlüydük. Tanburi Cemil Bey'in güfteleriyle büyüyen, katedral deyince aklıma mekan-ı isim gelen gençlerden ne hayır gelirse bizden de o kadar hayır gelirdi işte=)

Müzeyyen şiirlerin Fahriye ablası gibiydi bizim için ve biz ona içimizden abla kelimelerini yutarak "Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku" derdik. O zamanlar daha hiçbir kıza tutulmamıştık tabi. 

Bir gün mahalledeki palmiye ağcının altında başladı bizim hikayemiz…Anlamsız ve birbiriyle çelişen bir görüntü vardı ağacın altında… O anda tutulduğum kız semaverden çay doldurmuş içiyor, nargilemin marpucu gümüştendir gümüşten şarkısı edasıyla nargile fökürdetiyordu. Kısa eteğiyle bacak bacak üstüne atmış ekose gömlekli bu kızın külyutmaz bir hali vardı ya ben onu kandırmaya kafaya koymuştum. Kanan ben mi olacaktım belli değil ya neyse..  Acaba bu durumda Ramiz Dayı ne derdi?... Şimdi bu aklıma nerden geldi? Kafamda deli sorular şıkıdım şarkısı eşliğinde dans ediyorlar. Bense çaktırmamaya çalışıyorum tüm bu olanları.

Patttt.....
Ne oluyor lan? Torpil patlatan bizim halı sahanın ufaklıkları manzarama yüklediğim derin anlamları bu gürültüyle bozdular.  Hay ben onların…Ha bu arada neden halı saha acaba adı? Ben saha denilince golf, basket,voleybol herşeyi sayarım da bir türlü halı saha diyemem. Ancak silkelemek lazım halıyı anlamam için=)


Bu konuya fazla takılmadan çevirdim kafamı tekrar güzele… Masanın üzerinde Hacıbekir lokumları var. Kahveyle iyi gidiyor o lokumlar doğru seçim be güzelim!. Masanın üzerinde bir defter, defterin üzerinde bir yazı Gizem'in Not Defteri...  Gözlerim gençliğimden midir balık yememden mi bilmiyorum çok iyi görüyor hey maşallah. Kayıp Balık Nemo gibiyim gerçi şuanda. Görmekten çok kaybolma eylemleri içindeyim onun gözlerinde.

Yanında bir ney var. Ben tambur severim ama napalım. Ney denilince aklıma benim hep arkadaşım Nurullah  gelir ama artık bu güzellik gelecek. Bir erkeğin aklıma gelmesinden iyi oldu bu ya=) Sevdim

Konuyu nereye bağlayacağını bilmeyen bir uzaylı gibi ortalıklarda dolaşğımı farkındayım. Gerçekten de şu anda Gizem'in etrafında dolanıyor gönlüm. Ne desem bilemiyorum. Acaba ata  bindirip kaçırsam mı onu? Ama atın eyeri yok. O zaman Formula 1 yarışlarındaki gibi hızla önünden geçsem o saçlarını savursa (Saçları kısa ama olsun. Yine de savurur o) bana baksa ben ona Karacaoğlan gibi keskin bakışlar mı atsam? Beğenir mi beni?

Ne güzel olurdu... Ama işte en fazla  yapabildiğim karşısındaki masaya oturup jambonlu sandviç yemek. Yanında bir Niğde Gazozunu mideme indirdim mi tamam. Ne aşk ateşi kalır ne de tutuklu bir sevda.... Sonra da A101'e uğrar annemin dediklerini alır evin yolunu tutarım. Ne istedi ki benden? Tente....

Gizem başka sevdalara savrulurken ben bir İsmet Özel şiiriyle iyi akşamlar derim Moralılara ve kendini Moralı hissedenlere....

başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız 
bakıp ba
şkasının başkayla kurduğu bağlantıya 
a
şka dair diyoruz ilk anı bu olmalı 
ilk önce damarlarımızda duyuyor ça
ğıltısını 
uzak iklimlerin 
kokusu gitmedi
ğimiz şehirlerin önceden 
bir ba
ş dönmesiyle kabarıyor hafızamızda 
sonra ayrılıklar dü
şüne dalıyoruz 
bize ait olan ne kadar uzakta!


Not: Bu ara bir telefonla  "Atla Gel Şaban" misali buluşan bir takım Moralılar, bir Moralı'nın dediği gibi diğer oyunların "boka" sarması nedeniyle eğlenmek için yeni  bir oyun geliştirirler. Aslında Tabu'larının olmamasının bir sonucuydu bu=))ama şimdi yiğitliklerine laf olmasın Mora'lıların=))
Oyunda çok eğlenen Moralılar, söz uçar yazı kalır diyerek oyunda başarılı olanın ödül olarak kelimelerden bir hikaye yazmasına karar verirler. (Kendimi övmek gibi olmasın ama ödülün kimin kazandığı ortada öyle değil mi?=))

Ben de başladım böylece bir şeyler yazmaya bakalım beğenilirse öykülerimin devamı gelir=))

3 yorum:

  1. Sen iyi ki vaveyla olmuşsun, bir de gözlerin güzelliğinden çok iyi görüyor, ve bir de evet biz abla kelimelerini yutarak aşık olduk Müzeyyen'e..

    YanıtlaSil
  2. Ebi eba ebu benden bu kadar cikiyo da eger iyi ciktiysa ne mutlu oyyy....

    YanıtlaSil
  3. Ebi eba ebu benden bu kadar cikiyo da eger iyi ciktiysa ne mutlu oyyy....

    YanıtlaSil